14 Ocak 2016 Perşembe

KASTAMONU HAYATI
Bediüzzaman zaten on bir ay tutuklu kaldığı için talebeleri ile birlikte 1936 Mart'ında tahliye edilerek, Kastamonu'ya gönderildi.
Yedi buçuk yıl sürecek olan Kastamonu'daki mecburi ikamet hayatına elli dokuz yaşındayken başlayan Bediüzzaman'ın ilk üç ayı polis karakolunda misafir olarak geçti.
Ardından karakolun hemen karşısında bir eve taşındı. Evin içini karakoldan takip edebilmek için karakola bakan pencerelerine perde çekilmesi yasaklanmıştı. Güya serbest bırakılmıştı, ama tam bir esaret hayatı yaşatılıyordu. Kendisini ziyarete gelenleri hemen alıp karakola götürülüyor ve işkencelerden geçiriliyordu.
"İlahi kader şimdi de burada hizmet etmemi istiyor." diyen Bediüzzaman, bir an boş durmadı. Bir vesile ile tanıştığı Çaycı Emin'e yorganını sattı ve tekrar ondan kiralamak üzere geri aldı. Çaycı Emin her gün gelip kirasını alacaktı. Nitekim de öyle oldu. Her gün eve kira almaya gelen Çaycı Emin, artık Bediüzzaman'la talebeleri arasındaki iletişimi sağlayan "Nur postacısı" olmuştu.[74]
"Bediüzzaman'ın hakkında ancak bu adam gelebilir." denilerek, Kastamonu'ya Avni Doğan vali olarak tayin edilmişti. Dört yıl boyunca burada valilik yapan Avni Doğan, Bediüzzaman ve talebelerine zulüm adına elinden gelen her şeyi yaptı.
Hapishane günlerini aratan bu şartlarda, Bediüzzaman kendi görevini yapmakla meşguldü. Yeni eserler yazılmaya ve çoğaltılmaya devam etti. Risaleler içinde ayrıcalıklı bir yeri olan başta "Ayetü'l- Kübra Risalesi" olmak üzereÜçüncü Şua'dan Dokuzuncu Şua'ya kadarki risaleler burada yazıldı ve etrafa yayılarak okundu, çoğaltıldı.  
Bu arada, Bediüzzaman için sürpriz sayılabilecek bir olay yaşandı: Asiye Hanım adında bir kadın, Mevlana Halid Hazretlerine ait bir cübbeyi getirip Bediüzzaman'a teslim etti.
"Yüz  senelik mesafeden Mevlana Halid tarafından kendisine giydirildiğini" ifade eden Bediüzzaman, on dört yaşında iken kendisine icazet almanın işareti olarak giydirilen cübbeyi, yaşı küçük olduğu için giymemişti, bu gelen cübbeyi onun yerine kabul etti.[75]
Ölünceye kadar yirmi üç kez zehirlenen Bediüzzaman, Kastamonu'da da, ya gizlice evine girip yemeğine zehir katmak ya da manavdan aldığı meyvelere zehir şırınga etmek sureti ile büyük acılara maruz bırakıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder