SÜRGÜN HAYATI BAŞLIYOR
İsyan aşamasında böylesine yatıştırıcı rol oynamasına rağmen, Doğu'daki nüfuzlu aileleri Batı Anadolu'ya sürgüne gönderen hükümet, onu da inzivada bulunduğu Erek dağından alarak sürgüne gönderdi. Bir iki sene sonra, kendisi ile birlikte sürgüne gönderilenler serbest bırakılıp memleketlerine dönmelerine rağmen, Said Nursi 1960'ta vefatına kadar serbest bırakılmayarak, sürgün, hapishane, esaret, tarassut hayatı yaşadı.
1926 yılının şiddetli bir kış mevsimine rastlayan ramazan ayında, kızaklara bindirilerek, Trabzon'a, oradan deniz yolu ile İstanbul'a götürülen Said Nursi burada yirmi gün kadar sürecek bir sorgulanmaya tabi tutuldu.[67]
Bu arada Anadolu'daki Şeyh Said isyanını soruşturan özel mahkeme de tahkikatını bitirmiş, suçlular hakkındaki kararını vermiş ve Bediüzzaman Said Nursi'nin, Şeyh Said isyanı ile hiçbir ilgisinin olmadığı sonucuna varmıştır. Buna rağmen Ankara'dan gelen bir emir üzerine Bediüzzaman'ın Burdur'da zorunlu ikamete tabi tutulması emrediliyordu.
Bunun üzerine İstanbul'dan İzmir'e, oradan Antalya'ya ve nihayet oradan da kara yolu ile 1926 yılının Mayıs ayında Burdur'a getirildi.[68]
"Ben ehli dünyanın değil, kaderin mahkumuyum, Mekke'de de olsam Türkiye'ye gelirim, zira burası daha çok hizmete muhtaçtır…"
diyen Said Nursi, Burdur'da bir eve yerleştikten sonra, en yakın camiye giderek halka iman dersleri vermeye başladı. Yaptığı dersleri Birinci Ders, İkinci Ders, Üçüncü Ders… gibi başlıklar altında düzenledikten sonra "Nurun İlk Kapısı" adı ile kitaplaştırarak bastırdı.
Bu sıralarda zamanın Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak Burdur'a gelir. Vali, Bediüzzaman'ın gelenlerle dini sohbetlerde bulunduğunu ifade ederek, şikayette bulunur. Bediüzzaman'ın kıymetini ve geçmişini çok iyi bilen ve onunla yakından tanışan Fevzi Çakmak;
"Bediüzzaman'dan kimseye zarar gelmez, ona ilişmeyiniz, hürmet ediniz." der.[69]
Ancak evhamlı hükümet, Said Nursi'nin bu sohbetlerinden endişe ederek, sekiz ay sonra onu bu kez Isparta merkezine sürgün etti. 25 Ocak 1927'da Isparta'ya getirilen Nursi, burada da sohbetlerine devam etti ve her geçen gün etrafında insanlar toplanmaya ve çoğalmaya başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder